Haberler

23 Haziran 2007 Cumartesi

Coşkun Ulusoy'dan inciler

Kırmızı beyaz tişörtlü Coşkun Ulusoy'dan inciler

Oyak Genel Müdürü Coşkun Ulusoy'un Oyakbank satışı ve satış sonrası açıklamalarına Oyak üyelerinden gelen tepkiler çığ gibi büyüyor.
Coşkun Ulusoy, Vatan Gazetesi Ekonomi Müdürü Ercan İnan'a verdiği mülakatta bakın neler söylüyor "36 bin dolara aldığımız bankayı 2.7 milyar dolara sattığımız için teşekkür beklerken eleştiriliyoruz." İyi de sayın Ulusoy, bugün 2.7 milyar dolara satmaya çalıştığın banka, senin 'ordunun malı değil' dediğin ordu mensuplarının hatırı için sembolik rakama verilmişti. Yoksa senin hatırın için değil. Kaldı ki bugünkü konjonktür sadece Oyakbank'ın fiyatını değil, sektördeki tüm bankaların fiyatını yükseltti.
Oyak Genel Müdürü Coşkun Ulusoy çırpındıkça daha da batıyor. Ulusoy'a göre Oyak ordunun değilmiş. Ordu ile ilişkilendirilmemesi gerekiyormuş. İyi de 240 bin Oyak üyesi TSK mensubu değil de hangi kurumun mensubuymuş. Bunu bir açıklasa da şerefli TSK'nın Oyak üyesi mensupları hangi kurumun mensubu olduklarını öğreniversin.
Coşkun Ulusoy, mülakatında diyor ki: "Biz perakendecilik sektöründen çıkıyoruz, onun için Oyakbank'ı satıyoruz." İyi de Oyak iştiraki olan Renault Mais ürettiği otomobilleri hep toptan mı satıyor? Hiç perakende satmıyor mu? Bu ne yaman çelişki Sayın Ulusoy? Coşkun Ulusoy Erdemir'de Mittal'in de kendilerine başvurarak ortak olmak istediğini, ancak kendilerinin buna yanaşmadığını söylüyor. Ulusoy bence eksik söylüyor. Sadece Mittal değil, Arcelor da vardı. Üstelik satış anlaşması da yapmıştı. Ancak daha ilk günden itibaren bu ortaklığın yasal olamayacağını, çünkü rekabetin ortadan kalkacağını, dolayısıyla Rekabet Kurulu'ndan izin alınamayacağını söylememe rağmen. Çok bilen, Ulusoy aldırış etmedi ve ortaklık için başvurdu ancak Rekabet Kurulu'ndan izin çıkmayınca başvuruyu geri çekti. Şimdi de ucuz kabadayılık yaparak biz ortak kabul etmedik diyor. Hadi canım sende.
Coşkun Ulusoy, Oyak üyelerini üzeceğine, açık açık çıkıp 'ben Erdemir'de finansman sorununu iyice hesaplayamadığım için sıkıntı içindeyim. Erdemir'in finansman sorununu aşmak için Oyakbank'ı satmak zorunda kaldım. Bunun için de tüm Oyak üyelerinden özür diliyorum' demesi gerekmez mi?
Coşkun Ulusoy'un tanımadığı TSK'nın şerefli Oyak üyesi mensupları her sıkıştığında Ulusoy'un değil, kendi öz malı olan Oyakbank'a koşup sorunlarını çözüyordu. Şimdi sıkışınca Erdemir'e mi koşacak? Coşkun Ulusoy, ordu mensuplarının malı ile kurduğu sırça köşkünde oturup bol keseden atmasın, orası bal gibi ordunun malıdır. Ve seni o koltuğa oturtan da bugün kabul etmediğin ve senin MİT Müsteşarı olmak için kapılarını aşındırdığın TSK'nın emekli komutanlarıdır. Bunu unutma.

Ekonomi Kredi Kartı Faiz Uzmanlığı



Kartta az faiz ödemek için hesap uzmanı olmak lazım!

YAVUZ BARLAS

Kredi kartı borcunuzu düzenli kapatıyorsanız rahat uyuyabilirsiniz. Ama aksatıyorsanız o zaman kâğıt kalemi alıp, hesabınızı yapın. Her bankanın hesap kriteri faizde olduğu gibi birbirinden farklı. 1000 YTL borçta 30 YTL de 60 YTL de faiz karşınıza çıkabilir ..


Haberi Dinle



İLİŞKİLİ HABERLER
Kartta az faiz ödemek için hesap uzmanı olmak lazım!
1000 YTL borcunuzun 300 YTL'sini kapatırsanız 30 YTL faiz kesilir
Kredi kartı kullananlar nelere dikkat etmeli? Kredi kartlarında gecikme faizleri yüzde 6'nın üzerinde, aylık faiz ise yüzde 3 ile 5.5 arasında farklılık gösteriyor
Kartların yıllık ücretleri tüketicinin son dönemde en büyük şikâyeti. Çünkü 3 YTL alan da var 30 YTL alan da...

Kredi kartlarında her banka kendi stratejisine göre faiz, komisyon ve yıllık ücretler belirliyor. Tüketiciler cüzdanlarındaki kredi kartının ödemelerini eğer düzenli bir biçimde gerçekleştiremiyorsa ve her ay borcunun tamamını kapatmakta güçlük çekiyorsa işte o zaman canları bir hayli yanıyor. Çünkü her bankanın nakit çekimde, alışverişte aldığı faiz ve hesaplama biçimi birbirinden farklı. Kredi kartı adedi ve işlem hacminde önde olan bankaların faiz ve komisyonları diğerlerine oranla daha yüksekken, kart faizinde en cömert bankaların başını ise kamu bankaları çekiyor. Kredi kartlarında alışveriş ve nakit çekimde en düşük faiz yüzde 2.90. En yüksek faiz ise yüzde 5.57. Yani en düşük ile en yüksek arasında neredeyse yarı yarıya fark var. Gecikme faizlerinde de benzer durum hakim. En düşük faiz yüzde 3 iken, en yüksek faiz yüzde 6.21'i buluyor.

KOMİSYONLARA DİKKAT!
Tüketicilerin son dönemde en çok yakındığı konuların başında ise yıllık kredi kartı ücretleri geliyor. Çünkü Türkiye'de tüketici başına düşen ortalama kart adedi ikiyi çıkmış durumda. Tüketicilerin birçoğu cüzdanlarındaki kartların sadece biri ile yoğun işlem yapmayı alışkanlık haline getirdi. Ancak aynı tüketiciler kullanmadıkları kredi kartlarının yıllık ücretini de ödemek zorunda. Aksi taktirde borç kaydedilen yıllık ücretler bir de bakmışsınız ki dağ gibi aydan aya faiz işletilerek rekor seviyeye ulaşmış. Bankaların kredi kartı yıllık ücretleri de 3 YTL ile 30 YTL arasında değişiyor. Kimi bankalar ilk yılki ücreti almayıp ikinci yılı alırken, kimileri kademeli olarak artırıyor. Ek kartlarda da asıl kartın yarısı kadar yıllık ücret talep ediliyor. Bankaların komisyon ücretleri ise ortalama yüzde 3 civarında.

Ailem Albümü

Picasa SlideshowPicasa Web AlbumsFullscreen

22 Haziran 2007 Cuma

Mali Tatil

Mali Tatil


Her yıl temmuz ayının birinden yirmesine kadar (yirmisi dahil) mali tatil uygulanacak. Haziran ayının son gününün tatil günü olması halinde, mali tatil, temmuz ayının ilk iş gününü takip eden günden başlayacaktır.

Son günü mali tatile rastlayan aşağıda belirtilen işlemler ile ilgili süreler, tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacaktır.

Beyana dayalı vergilemede, kanuni süresinde verilmesi gereken beyannamelerin verilme süreleri.
Vergi idaresi tarafından yapılan incelemeler sonucu uygulanan vergilerin vadesi mali tatile rastlayan vergi, resim ve harçlar ile vergi cezaları ve gecikme faizlerinin ödeme süresi.
İnceleme sonucu hesaplanan vergilere ve/veya kesilen cezalara karşı uzlaşma talep etme veya cezada indirim hükümlerinden yararlanmak amacıyla yapılacak başvurulara ilişkin süreler.
Devamlı bilgi verme hükümleri kapsamında verilmesi gereken bilgilerin verilmesine ilişkin süreler.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirli sürelerde yapılması gereken muhasebe kayıt süreleri, bildirim süreleri ve vergiyle ilgili işlemlere ilişkin dava açma süreleri mali tatil süresince işlemez. Belirtilen süreler mali tatilin bitiminden itibaren tekrar işlemeye başlar.
Aramalı incelemeler hariç olmak üzere, mali tatil süresince inceleme amacıyla defter ve belgelerin ibrazı talep edilemez, mükellefin işyerinde incelemeye başlanılmaz.
Tatil süresince, vergi ve ceza ihbarnameleri ile mahsup taleplerine yönelik olanlar hariç, bilgi isteme talepleri mükelleflere, vergi ve ceza sorumlularına bildirilmez. Ancak tatil süresi içinde gerçekleşen tebligat işlemlerinde süre, mali tatilin son gününden itibaren işlemeye başlar.
Mali tatilin sona erdiği günü izleyen yedi gün içinde biten bu madde kapsamındaki kanuni ve idari süreler, mali tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedinci günün mesai saati bitiminde sona ermiş sayılır.
Gümrük idareleri, il özel idareleri ve belediyeler tarafından tarh ve/veya tahsil edilen vergi, resim ve harçlarla ilgili olarak mali tatil uygulanmaz.
Beyana dayanan ve beyanname verme süresi mali tatil nedeniyle uzamış olan vergilerde ödeme süresi (aynı ay içerisinde kalmak kaydıyla), uzayan beyanname verme süresinin son gününden itibaren üçüncü günün mesai saati bitimine kadar uzamış sayılır.

Bu yıl 20 Temmuz günü Cuma’ya rastladığından ilk izleyen gün haftasonu tatiline denk gelmektedir. Bu nedenle süreler 23 Temmuz tarihinden itibaren işlemeye başlayacak birçok beyanname tatili izleyen hafta içinde verilmek zorunda kalacaktır.

Aynı şekilde tatil nedeniyle geçici vergi denetim dönemi olan 1 Temmuz -14 Ağustos dönemi 20 gün kısalmış olacağından bütün denetimler 23 Temmuz 14 Ağustos arasındaki 21 günlük süreye sığdırılmaya çalışılacaktır. Bu durum yine acele denetim ve karar verme sonucunu doğuracağından tatil sonrasında önemli bir stres kaynağı olacaktır. Bu nedenle;

Sürekli beyanname verme süreleri ile (kdv, muhtasar, damga vergisi vs.)

Geçici vergi beyanname verme sürelerinin ilave 20 gün süre ile uzatılması uygun olacaktır.

Vergi Cennetleri Cehennem mi oluyor?

Vergi Cennetleri Cehennem mi oluyor?

Zeki Kurtçu- Deloitte Türkiye Vergi Hizmetleri Sorumlu Ortağı
Infomag/Stratejik Vergi Analizleri

Yeni Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30 ncu maddesine göre, Türkiye’ye göre önemli ölçüde düşük oranlı vergi uygulayan ve bilgi değişimi kurallarına uymayan ülkelere – yani vergi cennetlerine - yapılan ödemeler üzerine genel olarak %30 oranında vergi kesintisi getirilmiştir.

Sözkonusu ülkelerin hangileri olduğu Bakanlar Kurulu’nca belirlenecek ve listeleri kamuoyunun bilgisine sunulacaktır. Aynı şekilde emsaline uygun fiyatla satın alınan mal ve iştirak hisseleri için yapılan ödemelerdeki kesinti oranını sıfıra kadar indirme yetkisi de Bakanlar Kurulu’na verilmiştir.

Bakanlar Kurulunca belirlenen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlar ile Türkiyedeki kurumların söz konusu ülkelerde bulunan işyeri ve şubelerine nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler, vergi kesintisi kapsamındadır. Anılan ülkelerde yerleşik olan veya buralarda faaliyette bulunan kurumlara ödenen kredi anaparası, tasfiye bakiyesi gibi değerler de vergi kesintisi kapsamında bulunmaktadır.

Bakanlar Kurulunca belirlenen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara yapılacak kâr payı ödemeleri Kanunun bu bölümüne göre değil, kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisinin düzenlendiği genel hükümlere göre yapılacaktır. Kar payı ödemeleri bakımından bu maddede öngörülen yüksek oranlı kesinti değil genel oran olan %15 uygulanacaktır.

Ödemeye esas teşkil eden bir belgenin Bakanlar Kurulunca belirlenecek ülkelerde yerleşik kurumlar tarafından düzenlenmesi, vergi kesintisi için yeterlidir. Vergi kesintisi kapsamında olup mükellef açısından gider niteliğinde olan ödemeler, kurum kazancının tespitinde dikkate alınabilecektir.

Görüldüğü gibi yapılan ödemelerdeki kapsam çok geniş tutulmuş, bu ülkelere yapılan kredi anapara ödemeleri bile kesinti kapsamına alınmıştır. Ancak bu ülkelerdeki banka ve banka benzeri finansman kuruluşlarına yapılan faiz ve anapara ödemeleri bu kapsamın dışında tutulmuştur. Bu kuralın uygulamasında yurtdışından ipoteğe dayalı alacakların seküritize edilmesi için kullanılan özel amaçlı kurumlar (SPV, SPC) finansman kuruluşu olarak kabul edilecektir. Seküritizasyon işlemleri detaylı olarak vergi idaresine bildirilecektir.

Finansman kuruluşları bakımından yukarıda yer alan kolaylıkların sağlanması olumlu olarak değerlendirilebilir. Ancak, genel olarak mal ve hizmet alımları üzerindeki yüksek oranlı vergi kesintisi öngörülmesi uluslararası ticareti etkileyecek boyuttadır. Bu tür ülkelerden yapılan alımlar çoğunlukla emsaline uygun fiyatlarla yapılabileceği gibi, emsaline uygun olmayan fiyatlarla da gerçekleşebilmektedir. Bu nedenle hangi fiyatın emsaline uygun olduğunun tespiti çok önemli hale gelmektedir.

Dünyadaki petrol, gaz, metal ve hammadde ticareti büyük ölçüde vergi cennetleri kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Bu realitenin arkasına alıcının tercihleri olabileceği gibi çoğu zaman da satıcıların dayatması olabilmektedir. Dolayısı ile bu bölgelerden yapılan her işlemin vergi planlaması veya yurtdışına fon aktarılması amacıyla yapıldığı gibi yanlış bir kanıya kapılmamalı, her olaydaki fiyatlama ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

Uygulama yerleşinceye kadar konu etrafında önemli tartışmaların olacağı tahmin edilmektedir.

21 Haziran 2007 Perşembe

Tek beyanname dönemi

IMF'ye sunulan niyet mektubunda yapısal kriter olarak yer alan düzenlemeye göre,
Sosyal Güvenlik Kurumu ve Gelir İdaresi Başkanlığı için birleştirilmiş vergi formu oluşturulacak. Böylece tek beyanname ile iki ayrı kuruma bildirim yapılmış olacak.
TÜRMOB tarafından hazırlanan ekonomik rapora göre, bu düzenleme 2007 sonuna kadar yaşama geçirilmiş olacak. Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) tarafından hazırlanan Haziran ayı ekonomik raporunda vergi sistemindeki gelişmeler değerlendirildi. Raporda, vergi ve sosyal güvenlik için tek beyanname uygulamasına geçilmesi ile birlikte, yıllardır önemli bir sorun olan her kuruma ayrı beyanname verme döneminin sona ereceğine dikkat çekildi.
Sosyal Güvenlik Kurumu ve Gelir İdaresi Başkanlığı için birleştirilmiş vergi beyannamesi uygulamasına ilişkin şu değerlendirmelere yer verildi;Bu beyan ile her iki kuruma ayrı ayrı beyanda bulunma dönemi kapanacak. Düzenlemenin Aralık 2007 sonuna kadar gerçekleşmesi bekleniyor.IMF'YE SÖZ VERİLDİMayıs ayında IMF'ye verilen niyet mektubunda da yer alan yapısal koşullar arasında bu düzenleme de yer aldı. Bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumu ile Gelir İdaresi Başkanlığı arasında oluşturulacak komite, işbirliğinin geliştirilmesi ve bilgi paylaşımının güçlendirilmesi amacıyla çalışma yapacak. Bu komite, birleştirilmiş vergi beyannamesi formunun 2007 yılı sonuna kadar uygulamaya girmesini sağlayacak.(ANKA)